Gerçek Forum'a Hoşgeldiniz!..
  Gerçek Forum
 
=> Daha kayıt olmadın mı?

Paylaşalım, Tanışalım

Gerçek Forum - Eğlence köşemiz

Burdasın:
Gerçek Forum => Eglence-Mizah => Eğlence köşemiz

<-Geri

 1  2 Devam -> 

ottoman
(şimdiye kadar 28 posta)
11.07.2007 09:50 (UTC)[alıntı yap]
Buraya seviyeli ve küfürsüz olmak şartıyla her türlü mizahi yazıları ekleyebilirsiniz. Biraz da gülelim...
Katibe
(şimdiye kadar 36 posta)
11.07.2007 10:45 (UTC)[alıntı yap]
DÜN GECE AVATARINI ÖPTÜM DE YATTIM
Onlinedım bitanem yine dün gece..
Hep nickini düşündüm,hep jpg ni andım..
Dayanılmaz bir şey oldu offline olman..
Dün gece avatarını öptümde yattım..

Bir tema dermanı bulayım diye..
Bir parça mutluluk duyayım diye..
Rüyamda smilenle olayım diye..
Dün gece avatarını öptümde yattım..

Loglara daldıkça doldu gözlerim..
Nickini aradı bomboş mausem..
Gönlümü avutmak için sevgilim..
Dün gece avatarını öptümde yattım..



Allah'a Emanet Olun
ottoman
(şimdiye kadar 28 posta)
11.07.2007 12:17 (UTC)[alıntı yap]
inci
(şimdiye kadar 35 posta)
13.07.2007 13:02 (UTC)[alıntı yap]
biraz düşündükten sonra paylaşmaya karar verdim.çünkü ben çok beğendim. ( )
evet.babaya mektup;

Sevgili babacığım;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım,
çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim.
Gerçek tutku ve aşkı ben Nilgün'le buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...
Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız. Tabii ki benden on yaş büyük olması da bir sorundu.
Fakat benim için bunlar önemli değildi, bu gerçek tutku ve gerçek aşk...
Baba, Nilgün hamile!
Nilgün'ün dediğine göre çok mutlu olacağız.
Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadar da yakacağı var.
Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
Nilgün benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokain ve ekstaziye de kavuşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDS'in çaresi bulunsun ve Nilgün sağlığına kavuşsun diye..
O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba,
Ben 17 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim.
Eminim bir gün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak, seveceksin...
Oğlun Levent...

NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil.
Ben Mehmetler'deyim. Sadece sana hayatta, masamın üzerinde seni bekleyen ÖSS sonucundan daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim...

Katibe
(şimdiye kadar 36 posta)
24.07.2007 08:49 (UTC)[alıntı yap]
MAHKEME SORULARI
MAHKEME SORULARI
Asağıdakiler mahkemelerde avukatlar tarafından sorulmuş gerçek sorulardan derlenmiştir.Reha Muhtar'dan daha salakça soru sorulabilir mi? diye bir soruyla karşılaşınca artık "evet" diyeceksiniz!..

"Uykusunda ölen bir insan, ertesi günün sabahına kadar bunun farkına varamaz, değil mi doktor?"

"En genç olan oğlunuz, hani şu 20 yaşında olan, kaç yaşındaydı?"

"Resminiz çekilirken orada mıydınız?"

"Yalnız mıydınız, yoksa kendi başınıza mıydınız?"

"Savaşta öldürülen kardeşiniz miydi yoksa siz miydiniz?"

"Sizi öldürdü mü?"

"Çarpışma esnasında araçlar arasında ne kadar mesafe vardı?"

"Oradan ayrılana kadar orada mı kaldınız?"

"Kaç kere intihar etmeyi başardınız?"

Soru: "8 agustosta mı hamile kaldınız?"
Cevap: "Evet."
Soru: "peki o anda siz ne yapıyordunuz?"

Soru: "Üç çocuğunuz var, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Kaçı erkek?"
Cevap: "Erkek yok."
Soru: "Hiç kızınız var mı?"

Soru: "Merdivenler alt bodruma iniyor dediniz, değil mi?"
Cevap: "Evet."
Soru: "Peki bu merdivenler yukarı da çıkıyor muydu?"

Soru: "Bay ___, geçen yaz kusursuz bir balayına çıktınız, değil mi?"
Cevap: "Evet, Avrupa'ya..."
Soru: "Eşiniz de sizinle geldi mi?"

Soru: "İlk evliliğiniz niçin sona ermişti?"
Cevap: "Ölüm sebebiyle."
Soru: "Kim ölmüştü?"

Soru: "Şüpheliyi tarif edebilir misiniz?"
Cevap: "Orta boyluydu, sakalı vardı."
Soru: "Erkek miydi yoksa kadın mı?"

Soru: "Bugüne kadar kaç ölü üzerinde otopsi yaptınız, doktor?"
Cevap: "Bugüne kadarki bütün otopsilerimi ölüler üzerinde yaptım."

Soru: "Bütün cevaplarınız sözlü olmak zorunda, anlaştık mı? Şimdi, hangi okula gidiyorsunuz?"
Cevap: "Sözlü."

Soru: "Otopsiye başladığınız zamanı hatırlıyor musunuz?"
Cevap: "Aksam 8:30 civarynda basladık."
Soru: "Bay___ o esnada ölü müydü?"
Cevap: "Hayır, sandalyeye oturmuş neden otopsi yaptığımı merak ediyordu."

Soru: "İdrar örneği verme imkanınız var mı?"
Cevap: "Kendimi bildim bileli yapabilirim."

Soru: "Otopsiye başlamadan önce Bay ___'in nabzına baktınız mı doktor?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Kalbini dinlediniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nefes alıp almadığını kontrol ettiniz mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "O halde siz otopsiye başlarken Bay ___ hala yaşıyor olabilir, değil mi?"
Cevap: "Hayır."
Soru: "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz, doktor?"
Cevap: "Çünkü adamın beyni masamın üstünde bir kavanozun içindeydi."
Soru: "Yine de hasta hala yaşıyor olamaz mıydı?"
Cevap: "Evet, hatta şu anda bir mahkeme salonunda avukatlık yapıyor olabilir."



Allah'a Emanet Olun...



Bütün konular: 41
Bütün postalar: 140
Bütün kullanıcılar: 27
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
 
  Bugün 21331 ziyaretçi (58073 klik) kişi burdaydı!  
 
İnsan ruhu yaşlı doğar ve giderek gençleşir, bu yaşamın komedisidir. İnsan bedeni ise genç doğar ve giderek yaşlanır, bu ise yaşamın trajedisidir. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol